banka_teminat_mektuplari_dt_hukuk

Banka Teminat Mektupları

Bugünkü yazımızda ticari ve icrai işlemlerde sıkça karşılaştığımız banka teminat mektuplarına değineceğiz.

Teminat mektuplarına değinmeden evvel gayrinakdi kredileri belirtmemiz yararlı olacaktır. Bankaların müşterilerine ne nakdi ne de mal vermeyip müşterilerinin adına garanti taaahüt ettikleri krediler gayrinakdi krediler olarak kabul edilmektedir. Bu bakımdan kontgaranti, garanti sözleşmeleri ve teminat mektupları gayrinakdi bir niteliğe haizdir.   Nitekim: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun (Kanun) “krediler” başlıklı 48 inci maddesinde; “Bankalarca verilen nakdî krediler ile teminat mektupları, kontrgarantiler, kefaletler ….. hesaba bakılmaksızın bu Kanun uygulamasında kredi sayılır.” Şeklindeki ifade ile bu durumu rahatlıkla görebilmekteyiz. Yine ilgili birçok yönetmelikte de teminat mektuplarının gayrinakdi kredi nitelikte olduğu belirtilmektedir. [1]

Teminat mektupları ile ilgili mevzuatta birçok madde bulunmasına rağmen unsurları ile ilgili maalesef bir bilgi bulunmamaktadır. Bundan dolayı teminat mektupları ile ilgili teamüller doktrin ve Yargıtay kararları ile istikrar kazanmıştır. Ayrıca nev-i şahsına münhasır bir yapıda olduğu unutulmamalıdır.

Yargıtay’ın teminat mektubunu şu şekilde tanımlamaktadır:

 “Fer’i nitelikte olmayan öyle bir sözleşmedir ki garanti veren, garanti alandan bir ivaz elde etmek için değil, fakat onu teşebbüs veya iş yapmaya yöneltmek amacıyla bağımsız olarak söz konusu teşebbüs veya işin tehlikelerini kısmen veya tamamen üzerine almaktadır.”

 

A. TEMİNAT MEKTUPLARININ TARAFLARI

  1. Garanti Veren (Banka)

Uygulamada banka dışı gerçek ve tüzel kişilerin teminat mektubu vermesini yasaklayan genel hükümler bulunmamaktadır.

  1. Garanti Alan (Muhatap)

Banka, lehtar ile kredi ilişkisi çerçevesinde ve lehtarın isteği üzerine muhataba hitaben teminat mektubu düzenlenir. Teminat mektubu düzenlenmeden önce, banka ile muhatap arasında bir hukuksal ilişki yoktur. Düzenlediği teminat mektubu ile garantör (banka), lehtar ile muhatap arasındaki sözleşme çerçevesinde lehtarın yükümlülüklerini yerine getireceğini garanti etmektedir.

  1. Eylemi Garanti Edilen (Lehtar)

Lehtar bankaca, teminat mektubunda eylemi muhataba karşı garanti edilen, gerçek veya tüzel kişidir. Lehtar aynı zamanda bankaya teminat veren ve tazmin halinde bankanın başvuracağı, yani kredi ilişkisi kurulan kişidir. Birden çok lehtarı bulunmasının teminat mektubu verilmesinin  sıhhatine mani olmamaktadır.

  1. Kontrgaranti Veren (Garantör)

Garantör, bankaya kefalet veya teminat yoluyla garanti veren gerçek ve tüzel kişidir. Teminat mektubunun tazmini halinde, bankanın tazmin edilen tutarı geri almak için başvurabileceği, kontrgarantiyi veren, lehtara kefil olan veya lehtara kullandırılan kredinin teminatı olarak taşınır veya taşınmaz malları rehin veren yurtiçi veya yurtdışı yerleşik gerçek veya tüzel kişilere denilmektedir.

B. TEMİNAT MEKTUPLARININ ŞEKLİ VE İÇERİĞİ

Teminat mektubu kefalet şeklinde verilirse geçerlilik şartı olarak yazılı şekle tabi olarak, düzenlenmemiş olan bir garanti sözleşmesi şeklinde verilirse geçerlilik şartı olarak değil, ispat şartı olarak yazılı şekil aranacaktır.

Garanti sözleşmelerinin hükümleri ve hukuki sonuçları Yargı kararları ile belirlenmiştir. Garanti sözleşmelerinin Borçlar Kanunu özel hükümlerinde düzenlenen kefaletten en önemli farklılıkları, kefaletin asıl borca bağlı fer’i bir borç olmasına karşılık, garanti sözleşmesi ile asli ve bağımsız bir borç altına girilmesidir. Kefil asıl borçluya ait def’i ve itirazları alacaklıya karşı ileri sürebildiği ve kanundan ötürü alacaklının haklarına halef olduğu halde; garanti veren muhataba karşı sadece kendisine ait def’ileri ileri sürebilmekte, muhataba ödeme halinde ise; kanundan ötürü borçluya ait haklara halef olamamaktadır. Bankalar muhataba ödeme halinde müşterileri lehtara rucu haklarını; borçlu lehtar ile yaptıkları sözleşmeler ile sağlamaktadırlar.

Teminat mektupları bir garanti mukavelesi olup; bu mektuplarla belli bir risk garanti edilmektedir. Risk ile daima müstakbel, muhtemel bir olay kastedilmektedir. Bir olayın vukuu veya vuku bulmaması muhakkak ise riskten söz edilemez.

STJ. AV. AHMET GÜLER

[1] “Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in (Karşılıklar Yönetmeliği) madde 7/4